4 Ağustos 2016 Perşembe

Ecem ile Kaan'ın BLW Macerası


Anlatmaya başlamadan önce belirteyim bizim bebeklerimiz prematüre oldukları için biz BLW yöntemiyle başlayamadık. Çünkü dik oturmaları şart! "Destekli de olur" diyorlar ama biz çok da doğru bulmuyoruz. Zaten araştırmalarımız  dik oturmanın şart olduğu yönündeydi. Hem de prematüre bebekler için bu yöntemin Türkiye'deki ana kitabı "O tabak Bitecek mi?" yazarları da Gill Rapley ve Tracey Murkett bile prematüre bebek konusunun karışık olduğunu söylerken bizimkiler oturamadığı için hiç risk alamazdık. Biz de mecbur klasik püre kaşıkla başladık.  Bu nedenle size bu yöntemle ilgili anlatabileceklerimiz tamamen kendi deneyimlerimizle sınırlı kalacak. Biliyormuşum, uygulamışım, başarmışım gibi davranamayacağım... Ancak tek bildiğim şu ki bu yöntemle başlayamaz ya da devam edemez iseniz hayatı kendinize zindan etmenin çok gereksiz olduğunu deneyimlemiş olmam. Çok da kasmanın gereği yokmuş ;)




Ne yaparsanız yapın kesinlikle bir bilinmezle karşı karşıyasınız. Çünkü her bebek farklı. Oysa ki ben deliler gibi bu yöntem ile başlamak istemiştim. Gerçi bu yöntemin içimize sinmeyen iki tarafı vardı: Birincisi; dik oturamıyorlardı. İkincisi (Hemen belirteyim. Bu tamamen bizim fikrimiz);her şeyi elleriyle yemeleri bize çok da şık gelmiyordu. Montessori yöntemiyle ek gıdaya başlayan ve masada nazikçe oturarak elinde çatal tutan bebekler bize daha hoş geliyordu. Nasıl ki kimine göre kaşıkla ağzının kenarını silmek kötüyse bize göre de bu şık değildi. Üstelik Montessori bebekleri taa en başından şık ve düzenli masalarda oturuyordu. Kimi o görüntüyü, kimi başka görüntüyü beğenir. Kimine göre o doğrudur. Kimine göre bu...


Ama faydasını bildiğimiz için bu yöntemle başlamaya karar vermiştik yine de. Hoş, belirteyim ki Montesorie yönteminde de bebek liderliğinde beslenme vardır. Ama önce püre kaşıkla başlanır sonra çatal bıçak ilk zamanlardan itibaren sofrada yerini alır ve bebek kendi yer. Anne baba olarak biz kendi kararımızı vermiştik de işler planladığımız gibi gitmedi tabi ki. Hayat kendi planlarını yaptı. Ecem ile Kaan da kendilerininkini.

Bizim ikizler ek gıdaya altı aylıkken başladı. Ama dokuz hafta erken doğan iki bebek için bu düzeltilmiş olarak dört aylıklar demek. Anlayacağınız dik oturmaları mümkün değil. Dik oturmalarını bekleseydik  o zaman ek gıdaya başlamak için çok geç olacaktı. Prematüre doğup da BLW ile başlamak mümkün değildi yani. Bu nedenle mecburen  klasik püre kaşık ile başladık. Ancak zamanında doğmuş tek bebeğiniz varsa ya da zamanında doğmuş ve ek gıdaya başlarken dik oturabilen ikiz, üçüzleriniz varsa ve "yardımcısız da yaparım" diyorsanız ( ya da belki yardımcı, yardımcılarınız vardır ) bu yöntem size uyabilir.

Uffff çok konuştum farkındayım...

Aslında itiraf edeyim. Arada çaktırmadan BLW yöntemi denemedim değil. Aslında burada BLW yönteminden çok evlatlarımın kendi kendilerine yemek yemelerini dilememdi tüm sebep. Çünkü sağlıklı olan budur. Fırsat verilir ise her şeyi yapabilirler. Yaklaşık dört aylıktan beri destekli de olsa kendi biberonlarını kendileri tutan bebeklerime bu konuda da güvenmeliydim. Sekiz aylık olduklarında Ecem, Kaan'dan  önce dik oturdu ve ben hemen havuç hazırlayıp eline verdim. Kızım tamamını ağzına sokmaya çalıştığı için havuç parçasının tümü ağzındaydı ve boş yer kalmadığı için diliyle de döndüremedi anlaşılan ve ben gözlerimi Kaan'dan Ecem'e çevirdiğim anda kızımın boğulmak üzere olduğunu gördüm.  Önce bekledim başa çıkabilecek mi diye. Ama nafile, yapamadı. Hemen müdahale ettim ve ardından hıçkıra hıçkıra ağladım.  Aslını isterseniz inanılmaz soğukkanlı biriyimdir. Bu yaşadığım beni yıldıracak bir olay da değildi. Üstelik bu gayet de doğal bir şeydi. Eline verdiğiniz yiyeceği damaklarıyla ezerek püre haline getirebiliyorsa bebek, nefes borusuna kaçacak bir parça da olmaz. İlk denemelerinde öğürürlermiş ki kaşıkla beslenirken de öğürüyorlar çünkü emme refleksleri henüz tam olarak kaybolmamış durumda. Ay ben bunları hepsini hepiciğini biliyoruuuuuum. Ama iki bebeğe tek başına bakmaya çalıştığınızda çok dikkatli olmak zorundasınız. Birine bakarken diğerinin bir şeyini kaçırma ihtimalini o gün orada yaşamış oldum. Ben bu riski alamazdım. Yoksa yılmazdım. "Bi daha dene kızım " derdim.  "Şimdilik böyle" ve "bitmiştir" dedim. Bu ilk denememdi. Oğuz Bey'e anlatınca "Bir müddet sonra tekrar denersin" dedi yine de.

Ikinci denememde dokuz aylıklardı (düzeltilmiş yedi)  ve ikisi de gayet dik oturuyordu ve mama sandalyelerindeydi.  Haşladım balkabağını uygun şekilde ve koydum önlerine.  Bu sefer her şey yolundaydı.  Ikisi de o minik parmaklarını kabaklara götürüp tuttu, aldı, inceledi, ağzına götürdü, yemeye çalıştı, tüm gücüyle ezmeye çalıştı, döktü, masayı yaladı, düşürdü, tekrar aldı... ve sizin anlayacağınız tam anlamıyla BLW yöntemi gerçekleşti ve ortalık battı. Sadece ortalık olsa iyi...  Üstleri başları, saçları, kulakları... Her yer her yer balkabağı oldu. Aslında olması gereken oldu. Bu çok güzel! Gayet de başarılılardı.


Bu şekilde devam edip Blw'ye geçebilir miydim?  

Tek bebeğiniz varsa ya da yanınızda bir yardımcı... Ya da tek başıma ikizlerimle BLW de yapacak kadar gücüm var diyorsanız... Evet. Çok da rahat geçebilirsiniz. Elbette farkla. Bir defa püre ve kaşıkla başlamış olduk. Artık bunu değiştiremeyiz. Ama dünyayı kendimize zindan da edemeyiz. Bu sadece bir yöntem ve dünya üzerindeki tek doğru değil. Şu ya da bu şekilde BLW ile başlayamamış pek çok anne var. Kendinizi üzüp strese sokmayın lütfen. Önemli olan tek şey sizin ve bebeğinizin mutlu olması, sağlıklı olması. Gerisi teferruattan başka hiç bir şey değil.

Şimdi bende iki bebek ve tek başına olunca işler biraz karıştı.  Ha şöyle.  Aslında yine sorun olmazdı, altından kalkardım.  Ancak  ikisi aynı anda deliler gibi ağlamaya başlayınca her zaman zor olur. Çünkü yeteri kadar doymama ihtimalleri var. Çünkü maalesef bu bebeler beslenmeye püre ile başlamak zorunda kaldılar. Çünkü mama sandalyesinde uzun süre oturmayı sevmiyorlardı (haklılar), süre uzamış ve sıkılmışlardı. Devam etmek istiyorlardı yemeye ama artık o sandalyeden inmeleri şarttı. İşte şimdi Maria Montessori'ye daha daha bir hak verdim. Size bu hanımefendi ve yöntemi hakkında da bildiklerimi aktaracağım. Hadi indirdim. Bir kere sinirlendi mi kolay kolay susmayan bir oğlum vardı. Şu an ne yaparsanız yapın bir şey de yemezdi, içmezdi.

Tek bebek olsaydı, bunların hiç biri sorun değildi. Ama, ama benim iki tane birbirinden güzel evladım vardı. Ne yapayım? Hepimizi mutlu edecek sağlıklı bir çözüm bulmak zorundayım ;) Ben de süt içirdim ikisine de.  Sakinleşir gibi oldular. Şimdi ikisinin de derhal banyoya gitmesi gerekiyordu. Çünkü ikisi de bu hallerinden pek memnun olmamışlardı. Ecem kaşınıp saçını çekmeye başlamıştı. Titiz bir kızım var benim ;) Ben sadece tek seferde birini alabilirdim. Ikisini aynı anda yıkayamazdım ki.  Hadi birini götüreyim desem diğerini mama sandalyesinde bırakamazdım.  "Al, bırak yere be kadın"  diyebilirsiniz.  Ancak o bebek, bıraktığınız yerde kalmaz havluya sarsanız durmaz.  Her yer iyice batar  ve bütün evi temizlemek zorunda kalırdım. BLW bu? Ne bekliyordun? Aynen öyle oldu.  Başka çarem de yoktu.

Sakinleşince Kaan daha rahat kendi kendine takılabiliyor. Aldım onu bıraktım oyun alanına halıya. İnşallah sadece orada durur. Aldım Ecem'imi doğru banyoya. Kızımı yıkadım, giydirdim, saçını kuruladım getirdim içeriye.

( "Saçını sonra kurulayıverseydin" dedi bir arkadaşım. Cevap veriyorum samimi olduğumuz için gönül rahatlığıyla "Çok biliyorsun tatlım. Onların saçını hemen kurutmazsan akşamına hastalar." ) 

Bu arada Kaan yine de ağladı. Sonra Kaan'ımı aldım, yıkadım, kuruladım, saçını kuruttum getirdim.  Sonra önce ikisinin de batırdığı yerleri, Kaan'ın bizi beklerken batırdığı halıyı, sonra mama sandalyelerini en sonda tüm yeri sildim süpürdüm. Tabi ki halının üstünden çıkıp her yeri dolanmış. Yerdeki çarşaf ve kılıfları değiştirdim. Tüm bunları "içimden" söylene söylene yaptım.  "Blw senin neyine bi başına" dedim. "Bunu günde iki üç posta yapamazsın. Sen de tükenirsin. Devam et kaşıkla beslemeye."

"Pes etmişsin. Kolaycı anne." dedi biri. Gel iki bebeğe eve hiç bir iş için yardımcı almadan sadece eşinin desteği ile kendin bak da göreyim! Eşimin tüm gün işte olduğunu da ekleyeyim mi?! Hmm?

Bir başka arkadaşım da "Biriyle başlasaydın keşke. Sadece o kirlenirdi. Bu kadar stres olmazdın canım." dedi. Aklına sağlık arkadaşcağızım. Yemin ederim aklımın kıyısına bile yaklaşmadı böyle bir fikir... ( Burda kafam bazen gerçekten çalışmıyor ifadesi var yüzümde dostlar!!!! )

Bazı gömlekler herkesin üstüne olmaz. Oğuz Bey de "Başlarım BLW'ne... dedi. "Kendine eziyet etme, bu da kusur kalıversin. Önemli olan sağlıklı ve mutlu olmaları. Tabii senin de!"

Tamam, sustum ;)

İşte böyle Sevgili dostlar, BLW benim uygulayamadığım ve ek gıdaya başlarken uygulayamayacağım bir yöntem oldu. Ama benim kafamı karıştıran şuydu. Klasik yöntem ile bebeklerini besleyen pek çok anneye zaman zaman çok katı eleştiriler de getiriliyordu. Bloglarda, gruplarda, okuduğum pek çok yerde bu yöntemi uygulamayanlara karşı alınmış bir tavır vardı sanki ve beni derinden etkilemişti. Sanki bu yöntemi uygulamamak ( ya da uygulayamamak) yetersizlik belirtisiymiş gibi, bebeklerim tadım günlerini doğru düzgün yapmaz isem alerjiden mahvolacaklarmış gibi, sanki kaşıkla beslenmeyi reddedip birbirimize hayatı zindan edecekmişiz gibi, sanki ilerde yeme bozukluğu sahibi olacaklarmış gibi... Ödüm koptu desem yeridir. Beni tek rahatlatan Montessorie bebekleriydi.

Bu arada ikiz ve üçüzleri ile BLW uygulayan muhteşem anne babalara da selam olsun... Saygıyla ve imrenerek selamlıyorum sizi. Helal size ve kocaman maşallah ;)

Peki. Bize ne oldu? Hayat bize zindan mı oldu?
Buyurunuz okuyunuz efenim... Ecem ile Kaan Ek Gıdaya Geçer...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder